-
1 filan-behman
falan filan -
2 filan-fəsman
falan filan -
3 filan-behman
falan filan -
4 filan-fəsman
falan filan -
5 filan
falan -
6 filan
falan -
7 такой то
falan,filan -
8 such-and such
falan filan -
9 пәлендей
falan filan -
10 шамасында
falan filan -
11 пәлендей
falan filan -
12 шамасында
falan filan -
13 такой-то
falan(ca), filan(ca)тако́го-то числа́ — falan / filan tarihte
поговори́ с таки́м-то — falanla / filanla konuş
э́то - тако́й-то (о человеке) — bu, filancadır
-
14 or so
falan, filan, öyle bir şey* * *veya şöyle* * *(about; approximately: I bought a dozen or so (books).) aşağı yukarı, yaklaşık -
15 such and such
falan filan, filanca -
16 such and such
falan filan, filanca -
17 шамамен
falan filân, göz kararı -
18 шамамен
falan filân, göz kararı -
19 Dings
-
20 никакой
1) hiç birнет никако́го сомне́ния — hiç kuşku yok
2) разг. falanникако́й он не до́ктор — doktor falan / filan değildir
- 1
- 2
См. также в других словарях:
falan filan — is. Önem verilmeyen, hafifsenen kimse, şey, filan falan, falan festekiz, falan feşmekân Ona kâğıt, kalem falan filan lazım … Çağatay Osmanlı Sözlük
falan — zm., Ar. fulān 1) Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan Bana falan geldi, falan gitti diye anlatmaya başladı. 2) is. Cümlede belirtilen nesne veya nesnelerden sonra gelerek ve benzerleri anlamında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
filan — zm., Ar. fulān Falan Birleşik Sözler filan falan falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük
filan falan — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük
falan festekiz — is. Falan filan Unutma, yok bilmem, görmemiş, falan festekiz gibi masallar anlatmaya başladı … Çağatay Osmanlı Sözlük
falan feşmekân — is. Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük
falan fıstık — is., ğı Falan filan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Redd — Основная информация Жанры … Википедия
estek köstek — is. Falan filan Haberler iyi değil, rivayetler gönlümü bulandırıyor, sürgünmüş, göz hapsiymiş, estek köstek. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller estek köstek etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
uçkur — is. 1) Şalvarı bele bağlamak veya torba, kese vb. şeylerin ağzını büzmek için bunlara geçirilen bağ O sabah evvela pijamanın uçkuru kördüğüm oldu. B. Felek 2) mec. Cinsel duygu veya ilişki Doktorlar falan filan hap, banyo ve uçkur perhizi tavsiye … Çağatay Osmanlı Sözlük
behmân — (F.) [ نﺎﻤﻬﺑ ] falan, filan … Osmanli Türkçesİ sözlüğü